Vuslat

Hepsi boş hepsi yalan değil mi?

Kasım 27, 2022 - 23:53
Kasım 29, 2022 - 17:45
 0
Vuslat

Hasret,taşlarla döşeli dar sessiz ve tenha yolda yavaş yavaş tedirgin adımlarla yürüyor ama sanki nereye gittiğini bilmiyormuş gibi korkak adımlarla ilerliyordu.İç güdüleri onu o ıssız sokak kadar yalnız düşüncelerinden sıyırıp atmak istercesine daha sahile varmadan dalga sesleri ile yok etmeye çalışıyordu.

Küçük adımlarla sahil boyu yürüdü,tıpkı büyülenmiş gibiydi, gelip seslensen belki duymazdı seni..Çünkü dalgaların sesi onu alıp uzaklara götürmüştü çok uzaklara hem de bir gün değil iki gün değil yıllar öncesine çocukluğuna götürmüştü.

Sonra uykudan uyanmışcasına gözlerini ovuşturdu,gördüğünden emin olmak için koca koca açtı gözlerini,uzakta küçük bir kız çocuğu vardı.Oturmuş başını dizleri üzerine koymuş elleriyle bacaklarını kavramış sessizce oturuyordu.

Buraya kadar korkakça attığı küçük adımlarını emin ve büyük adımlara çevirdi hızla yürürken her adım atışında geçmişe gittiğini hissetti ama hayır şu an sadece küçük kızın kim olduğunu merak ediyor,yaklaştıkça da kalbi istemsizce hızla atmaya başlıyordu,kısa bir sürede kendini o küçük kız çocuğunun yanında buldu,diz çöküp omuzuna dokundu hiç düşünmeden.

Küçük kız başını kaldırıp baktığında Hasreti yıllarca bekleyen bir dost gibi...

 -Neredeydin,neden bu kadar geç kaldın,

diye konuştu.

Hasret şaşkınlıkla bakıyordu, kimdi bu kız ilk defa görüyordu ama onu neden bekliyordu, nereye geç kalmıştı,başında bir dertmi vardı acaba,diye düşüncelere dalmışken

Küçük kız ağlamaya başladı,

-Bu kadarmı yabancısın bana,beni neden tanımadın,bu kadar mı uzaksın bana diye kafasını kucağına gömüp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.

Ne olduğunu anlamayan bu olanları aklında bir yerlere oturtamayan Hasret öylece kala kaldı kızın başucunda.

Yüzü donmuş mimiksiz ama ruhu kabarmış dalgalara eşlik ediyordu benliği.Ne oluyordu kimdi bu kız neden beni bekliyordu ben ona ne yapabilirdim ki kendime bile yetemezken,neden geç kaldın demişti kız, kime neye geç kalmıştı ahh işte sinirlenmeye başlamıştı Hasret üstesinden gelemediği her durumda bunu yapmaz mıydı sinirlenir,kaçar bi köşede ağlardı,bu küçük kız çocuğu gibi....

Tekrar diz çöküp kızın iki omzunu kavrayıp,yüzüne düşen kısa saçlarını kulağının arkasına atarak o küçük masum gözleri kendine çevirdi, çenesinden tutarak.Sanki aynaya bakıyormuş gibi hissetti Hasret hayır hayır gibisi fazlaydı öyleydi,aynaya bakıyordu.Minik suratında yüzünü kaplayan o iki cam parçasının arkasından bakıyordu Hasrete.

Boğuk çıkan sesiyle bir kez daha konuştu -Beni hiç mi özlemedin diye inledi sanki..

Kendini yokladı ben seni tanıyamadım ki be güzelim nasıl özleyeyim seni diye sessizce bakıyordu karşısında duran masum temiz küçük kız çocuğuna.Çekingen bir halde konuşmaya çalıştı Hasret, ne diyeceğini bilmez bir halde, yanlış bir şeyler söylemekten çekinerek,

 -İsmin ne senin güzelim dedi ve o an pişman oldu sorduğuna

Elini hızla çekti çenesinden,hırçınlaşarak kalktı ayağa,Hasret neye uğradığını şaşırmış, nedese uygun olurdu bilmiyordu,şuan hiçbir şey bilmiyordu.

Koşarak uzaklaştı çocuk,gayri ihtiyari Hasret de koşmaya başladı,durmuyordıu koşuyordu sanki Hasretten değil kendinden kaçıyordu çocuk,öyle acı öylesine ızdıraplı bir koşuştuki,iki ayrı bedenin tek bir kalpte kavuşma öncesi çektiği ızdıraptı bu.Hasret nefes nefese kalmış ama çocuk hala sahilin sıcak kumlarında koşuyordu,Hasret daha fazla dayanamayıp olduğu yere çöktü ve o da hıçkırıklara boğulmuştu,içinde tarifsiz bir acı hissettiki o biraz önce kız çocuğunu değil kendine koşuyor da kendine yetişemiyordu,bu gününe kadar hiç böyle ağladığını bilmiyordu,

Sadece ağlıyor avuçlarının arasındaki kumları alıp alıp savuruyordu sanki kendini savururcasına...

Zaman durmuş tüm sesler susmuştu o an.Hızla atan kalbinin sesinden başka hiç bir şey duymuyordu..

Küçük kız çoktan gitmiş ve gözden kaybolmuştu yada ona öyle geliyordu.

 -Gitti onu tanıyamadım ,gitti işte gitti,diyerek kızdı kendine,dizlerini döverek..

Beklemiyordu ama küçük kız gelmiş karşısına dikilmişti,bu defa o tutmuştu Hasretin çenesini ,direnmeden kaldırdı başını hıçkırığı kesilmiş ama yaşlar ardın sıra akıyordu.

-Neden ağlıyorsun büyükler ağlarmı ? diyerek yaşlarını sildi usulca ama durmuyordu yaşları Hasretin,yıllarca bu anı beklemişcesine sadece karşısında ki aynaya bakıp ağlıyordu..

-Affet tanıyamadım,ben seni tanıyamadım deyip tekrar hıçkırıklara boğuldu.

Küçük kız çocuğu Hasretin yüzünü avuçlarının arasına alıp,

-Sana ağlama demeyeceğim çünkü ben yıllarca seni bekledim,ağlayıp yaşlarınla kendini temizlemeni bekledim.

Beni hatırlamanı,bana gelmeni çok bekledim.

Ama senn deyip,geri çekti kendini,çattı kaşlarını,şimdi küçük bir kız çocuğu olan Hasretti gözyaşlarıyla ıslanmış yüzünü eğdi -Ama sen ne yaptın diye bağırarak azarlarcasına konuşmasına devam etti.

Hasret sadece suç işlemiş masum bir çocuk edası ile onu izliyordu , kendini izliyordu ve bu yüzdendi karşısındaki isyana sessizce duruşu.

-Sennn beni unuttunnn 

Sen büyümek istedin ve nihayetinde büyüdünde ve senn çocukluğunu ötesi kendini unuttun diye haykırırken,

Hasretin yüreğinde ki yaranın kabuğu düşmüş,kanamaya başlamıştı,acı çektiği her halinden belliydi ama küçük kız acımasız davranıyor ve konuşmaya devam ediyordu.

-Başkaları girdi hayatına,onlara benzemek istedin,onları mutlu etmek istedin ama beni içindeki karanlık zindana hapsettin

-Masumluğumu aldın,saflığımı,berraklığımı aldın benden,sesimi,hayallerimi aldın,sen ne yaptın ha söylesene,susma cevap ver bana, konuş konuş????diye Hasreti sarsıyordu.

Hasrette değil gitmek kıpırdayacak derman kalmamıştı çünkü yıllarca kaçtığı ses işte ruhunu çınlatıyordu şimdi.

Onca kızgınlığına rağmen diz çöktü göz göze geldiler ama başını sallayarak 

-Hayır gözlerine,gözyaşlarına,asla kanmayacağım 

-Söylesene kimi mutlu edebildin,kime kendini verebildin,kime kendini sevdirebildin.

Hepsi boş herkes yalan değil mi ? o yüzden burada karşımda aciz bir haldesin......

Hasret uyuşmuş kendinden geçmişti,ağır gelmişti bu yüzleşme ama susmuyor belliki susmayacak,acıtmaya devam edecekti...

Hasret derin içli bir nefes aldı önce uzun süredir ciğerlerine nefes gitmiyormuş gibi...

+ Ben seni unutmadım,sen hep benimleydin

-Susss..yalan söylüyorsun,ben o attığın zindanda tek başıma ağladım yıllarca,

şimdi bana seni hiç unutmadım diyorsun, büyümek seni yalancıda yapmış..!

Hasret hiç düşünmeden ayağa kalkıp yeter diye çıkıştı 

+ Baksana sen bana şuan ne kadar farklıyız seninle,anlamayacağın şeyler var be çocuk,herşey senin gördüğün gibi değil , düşündüğün gibi hiç değil,hayat güllük gülistan hiç değil,gökkuşağını bilir misin sen,o renkleri alırlar hayatından da siyahla yaşamak zorunda kalırsın,o yüzden ben anlatsam bile sen anlamazsın o masum temiz ruhunla anlayamassın

+ Sen sadece kendi açıından bakıyorsun,çünkü bana kızgınsın,kırgınsın çokta haklısın.

Ama banada hak vermeye çalış,diyerek devam etti,yıllarca içinde biriktirdiği her ne varsa döküyordu Hasret, konuştukça rahatlıyordu..

+ Benden büyümemi istediler büyümek zorundaydım,

Benden yüreğimi aklımı hayallerimi söküp atmamı istediler, öyle de yaptım itaat ettim onlara aptal gibi

Benden kadın olmamı istediler,daha kadın olmayı kavrayamamışken benden Anne olmamı istediler.

Sen içimdeki karanlıktayken ve ben o karanlıktan korkuyorken,dünyaya senin gibi bir çocuk getirmek için yıllarca çaba sarf ettim,halada ediyorum,yaşları dinmiş,yerini öfkeye bırakmıştı,ama bu öfkenin asla bir sahibi yoktu,

+ Büyümek zorundaydım anlıyormusun yoksa bunları yapamazdım,yaşayamazdım, bu dünyanın telaşı çok benim çocuk ruhum bu telaşı kaldırmazdı anlıyormusun büyümek zorundaydımm 

Daha önce öfkesini kusmuş olan küçük kız yumuşamıştı,Hasretin elini tutup asıldı kendine doğru,göz kontağı kurdu konuşmadan önce

-Büyümek zorundaydın ama beni unutmak zorunda değildin,hiç yokmuşum gibi davranmayabilirdin,bende karanlıktan korkuyorum senin gibi, belkide senden daha çok,tut elimi şimdi çıkar beni o karanlık zindandan,gelecek o mucizevi yolcuyu,beraber bekleyelim, bekleyelim ki ne o karanlıkta kalsın ne ben ne de sen..

Bir onay bekliyor du,küçük de olsa bi işaret bi söz ama Hasret uzunca bi süre sustu elleri minik eller arasında öylece kala kaldı.

-Konuşmayacakmısın,bana küsmü gideceksin dedi sessizce boynunu bükerek

Hiç bir şey demeden sımsıkı sarıldı kendine,daha da diyecek bir şey yoktu zaten,öptü kokladı dakikalarca,ağladılar beraber,dünya durmuş,zaman durmuş,tek bir vücut olup,vuslat gerçekleşmişti.

O an farketti Hasret bugüne kadar hiç kimseye hiçbir şeye muhtaç olmadığı kadar muhtaçtı kendisine,çünkü kendisine açtı kendisine susuz, kimseye değil sadece kendisini içindeki karanlık zindandan çıkarmaya ihtiyacı vardı...

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Kasım Çiçeği Gönül tezgahında, Duygularımla yoğurduğum. Cümlelerimi hislerimle bezediğim, Kalemimle süsleyip, Beyaz sayfa üzerinde, Size servis etmek istiyorum, Yüreğimin lezzetini, gönlümün marifetini, Yazılarımda hissedersiniz umarım... @afacannilmekleri42 @hafizenin_kalemi